Armut Kabız Yapar mı?
Kayseri’deki o dar sokakta, annemin mutfakta arka arkaya yaptığı çay demleniyor. Ben, penceremin kenarında, kışın ilk kar tanesinin düşmesini bekleyen bir çocuk gibi, geçmişi düşünerek bakıyorum dışarıya. Hayatımda birçok soru var; hem küçük hem de büyük olanlardan… Ama bir tanesi var ki, beni gerçekten düşündürüyor: Armut kabız yapar mı?
O Anı Hatırlıyorum
Birkaç gün önce annemle pazara gitmiştik. Kayseri’nin meşhur pazarlarından birinde, seyyar tezgâhların arasından geçerken birden gözüm bir armut tezgâhına takıldı. O kadar taze, o kadar parlaktı ki! Sanki bana sadece gözlerimle değil, bütün vücudumla bağırıyordu: “Beni al, beni al!” O an bir his vardı içinde, her şey çok netti: Armut almak gerekiyordu. Belki de o sırada, hayatın basit fakat önemli soruları kadar karmaşık bir başka soruya daha cevap arıyordum. “Armut kabız yapar mı?”
Bir Günü Yalnız Geçirirken
Armutları alıp eve döndük, hemen mutfakta bir tane kestim. Anlamadığım bir şekilde, biraz fazla büyük ve sulu olmuştu. O an neyi beklediğimi tam olarak çözemedim ama biraz huzur arayışında olduğumu fark ettim. O sırada elimdeki armudu yavaşça çiğnerken bir şey düşündüm: Küçük ama önemli bir soru vardı zihnimde; “Armut kabız yapar mı?”
Gün boyunca vücudumun verdiği sinyalleri dikkatlice dinlemeye başladım. Ama nedense armut beni çok mutlu etmişti, böyle bir şey hissettim. Yaşadığım bu yoğun duygunun sadece armuttan gelmediğini biliyordum. Bazen bir meyve, bazen bir ses, bazen de bir bakış insanın içine büyük bir boşluğu doldurabiliyor. O armut bir şekilde o boşluğu doldurmuştu; ama sonra bir düşündüm: Gerçekten kabız yapar mı?
Umut ve Hayal Kırıklığı Arasında
İlk başta, kendimi bir nevi rahatlamış hissediyordum. Ama gün ilerledikçe içimde bir endişe belirmeye başladı. “Acaba gerçekten kabız yapar mı?” diye bir soru zihnimde dönüp duruyordu. Kafamda canlanan bir başka soru vardı, aklımı kurcalıyordu: “Hani her şey o kadar basitti ya, işte o kadar netti.”
Bir yanda mutlu ve rahat hissederken, diğer taraftan karmaşık bir şekilde bedenimi dinlemeye çalışıyordum. Günün sonunda vücudum bana bazı işaretler vermişti: Biraz huzursuzdum. Ama bu, armut yüzünden miydi, yoksa başka bir şey mi vardı? Geriye dönüp baktığımda, sanki sadece meyveyle ilgili bir şey değil, içinde bulunduğum ruh halinin tüm karmaşıklığıydı.
Sonunda Ne Oldu?
Yatmaya karar verdiğimde, hala aklımda o soru vardı: Armut kabız yapar mı? Kendi içimde bir huzursuzluk vardı. Ama sonra düşündüm ve şunu fark ettim: Sadece armutla değil, yaşamla ilgili birçok soru var. O soru, aslında bir başka sorunun simgesiydi. Kendi duygularımı, ruh halimi anlamaya çalışırken, o basit ve sıradan bir armut sorusu bana çok şey anlatmıştı.
Ertesi sabah, her şey normaldi. Endişelerim, sorularım yerini rahatlamaya bırakmıştı. Armut, beni geçici bir süre olsun düşündürmüş olsa da, gerçek hayat soruları genellikle daha karmaşık ve daha derindi.
Hayat, armut gibi, zaman zaman kabızlık yapabilir. Ama o kabızlık, aslında bir şeyin başlangıcıdır. Anlatmaya çalıştığım şey şu: Bazen basit gibi görünen şeyler, aslında duygusal anlamda daha derin bir yeri işaret eder. Belki de o soruyu sormak gerekirdi: Armut kabız yapar mı? Ve belki de bazen bir armut, hayatımızda karşılaştığımız çok daha büyük soruları anlamamıza yardımcı olabilir.
Ve ben, 25 yaşımda, bir Kayseri çocuğu olarak, hala armutları seviyorum… Hem de her yönüyle.